Hz. Muhammed, muhammed (sav)
Fıkıh bilgisi ve ümmet sevgisi açısından takdire şayan hocalarımızdan biri olan Nureddin Yıldız Hoca'ya Almanya'dan bir Müslüman kardeşimiz, Peygamber Efendimiz ve onun şefaati ile ilgili bilgi almak için aşağıdaki soruyu sormuştur. Bu soruya Nureddin Yıldız hocanın ders niteliğindeki cevabını okuyarak üzerinde düşünmemiz gerekir.

Soru: Selamünaleyküm hocam.. Sizi severek takip edip güvendiğim için bir konu hakkında danışmak istedim. Almanya’da yaşıyorum. Bugün ……..’e ait cami imamıyla bir tartışmamız oldu ve yanında misafir bir imam da vardı. İmamın tasavvufa yatkınlığı zaten aleni. Kendileri, Peygamber efendimiz (s.a.v)’nin bizi işittiğini ve şefaati bu yüzden bizatihi ondan dilememiz gerektiğini savundu. Ben, bu görüşün akidemizde temeli olmadığını ve sadece Allah’tan dilememiz gerektiğini, aksi takdirde Allah’tan başkasına dua etmiş olduğumuzu açıklamaya çalıştım.

Bu şekilde görüş ayrılığı ile ayrıldık. Maalesef etraftakilerden de beni destekleyen olmadı. Sessizce ayrıldım. Bu durumda, Müslümanlık görevi olarak en uygun ne yapabilirim diye size başvurmak istedim. Akide kitaplarımızda bunun delili varsa, imama bunun şirk olduğunu açıklamaya çalışmak doğru olur mu? (Tövbe edeceğini sanmıyorum ama ben yine görevimi yapayım. Zaten bu tarz görüşün vahabi görüşü olduğunu iddia edip insanları hemen damgalıyor ve “Vahabilere” lanet okuyor maalesef)

Ayrıca bu güne kadar arkasında kıldığım namazları tekrarlamam uygun olur mu diye öğrenmek istedim?

Biraz uzun oldu. Allah size rahmet etsin, sizi Allah için seviyorum. Umarım bir gün sizinle görüşür ve size sarılma imkânım olur. Almanya’dan kardeşiniz.

Cevap: Selamünaleyküm. Değerli kardeşim, İnsanlığın tedavi edemediği hastalıklardan biri de ‘birbirini ikna etmeye uğraşma’ hastalığıdır. Siz de o da boşuna uğraşmışsınız. Onun yerine birbirinize selam verip ayrılsa idiniz sevap kazanacaktınız. Ve, o da sen de fikirlerinizde derinleşmeyecektiniz.

Belirttiğiniz meselede, sizin derinleştirdiğiniz pencereden bakıldığında içinden çıkılmaz bir şirk bataklığı görülür, onunkinden bakıldığında da rahmet denizinde yüzülür gibi görülür.
Benim ise size bir sorum var:

Bu tartışmanın neticesinde siz haklı çıksa idiniz, imam sizi desteklese idi ve bütün Almanya Müslümanları sizi doğrulasa idi, ardından da dünya Müslümanları bu görüşü benimsemiş olsa idi.. netice ne olacaktı? Hangi sorunumuz acilen çözülecekti? Bu mesele kaçıncı sıradan önemli bir meseledir? Evet, sizin belirttiğiniz ve vurguladığınız pencereden siz haklısınız ve sizin çizdiğiniz çizgi şirke götüren bir tehlikeyi gösterebilir. İmamın şirk kastı vardı diyemezsiniz. Keşke imamda o basiret olsa da sizinle tartışmayı bu noktaya taşıyarak sizi derinleşeceğiniz bataklığa çekmese ve o da şefaatten mahrum olacağı hatayı yapmasa idi, keşke!

Güzel kardeşim, ben ümmetimin hâline bakıyorum da bu konuları tartışmaya vakit ayırmayı büyük bir taktik hatası olarak görüyorum. Size de tavsiyem şudur: Lütfen, bir öncelikli ve önemli sıralaması yapın.

Korkarım, bu sözlerim sizi ‘bu da onlara kaymış’ ithamına götürür. Eğer benim hakkımda böyle suizan ederseniz sizin bileceğiniz bir iştir. Sadece size ahireti hatırlatırım, kul hakkına riayeti, mümin hakkında suizannın akıbetini ikaz ederim. Böyle yaparsınız demiyorum. Dediğim, bu tartışmaların götürdüğü uçurumun boyutu ile alakalıdır.

Güzel kardeşim,

Almanya’daki Müslümanların hâline bak, küfrün elinde oyuncağa dönüşmüş bir nesil yaşıyor orada. İslam’ın izzetinden hiç bir eser yok. Ve biz nelerle meşgulüz! Garip değil mi güzel kardeşim, garip değil mi?

Tartıştığımız şeyler, nefsimize mi hizmet ediyor dinimize mi?
Bu cevabı bir zaman geçtikten sonra tekrar düşünmenizi tavsiye ederim size.
Birbirimize dua edelim. Rabbimden size yardım etmesini, Peygamber aleyhisselam’ın şefaati ile şereflenecek kullar arasına bizi de ilhak etmesini niyaz ederim.

Duanızı beklerim. Selamünaleyküm

Nureddin YILDIZ
Nureddin Yıldız Hocanın, konu ilgili yaptığı konuşması;

Yorum Gönder

Author Name

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *