İnsanı yücelten takvadır. Dünya malı Allah'ın tebessümüdür.Ona bak, ama sarhoş olma…Gelirken olmayan yanımızda,giderken de olmayacak olan elbette zaten bizim değildir hiçbir zaman.
Öyleyse nedir bu "evi barkı olmak"? Biraz keyfetmek için yıllar yılı dert çekmek. Öyleyse bir namusumuz verilmiş korumamız gereken birde iman ile takvamız. Fani aşk ile saadet ne kadar mümkün değilse ; haram sevda ile namus da o kadar imkansızdır.
O halde namus ile takva elbette daha üstündür. Şeytan, harama bakan göze yerleşir "bu göz benim gözümdür"der, haramı işiten kulağa yerleşir, "bu kulak artık benimde kulağım"der. O organlar artık nefsin ve şeytanın dünyaya açılan penceresi olur kendisini" ev sahibi sanan" insanın değil. insan ki eşrefi mahlukattır;saf saki bir görüşle bakabilseydi dünyaya gecesini gündüzüne katar secde ederdi.
Allah harama bakan kimseler için şeytanlara emredip"bunun gözlerine girin, orada kendinize evler edinin onun gözlerine ortak olun"buyurur. Haram sevdaya düşenler, nefsinin zevkine kapılıp zina ettiği için mutluluktan havalara uçar, fakat bedeninin ortasındaki şer güçlerden ve başlarına geleceklerden habersiz bir müddet yaşar gider. Tahtın sahibi şeytan girdiği bedende damarlarla dolaşır ve zinaya teşvik eder şehveti kabartır. Bu yüzden Allah buyurdu ki: "Zinaya yaklaşmayın.” zina yapmayın demedi, zinaya yaklaşmayın dedi. Çünkü günah kalbi karartır daha fazlasına teşvik eder. Haram sevda, sevgililik yaşayan herkese "Sen helalinden değil, haramından yaşadın, biz de bugün senin helalini(evliliğini) kapatıyoruz, tevbe etmedikçe evlenemezsin"denir.
Haram sevda öyle bir şey dir ki yanlız yaşayan değil haramı kabul eden, meşru gören, teşvik edene bile zarar verir. Elbette ki gözünü korumayanın gönlü karışık olur. Böyle yaşar gider insan ta ki ölüm sarhoşluğu bir hakikat olarak insana gelirde ona ,"İşte bu, senin öteden beri kaçıp durduğun şeydir"denir(Kâf-19) Haram da mutluluk ararsan, mutluluk sana haram olur. Elbette ki imtihan yaşayacağız, imtihan narin kullarına Allah'ın bir selamıdır. insan Allah'tan gayri neye gönlünü verirse versin , bunların içinde bir burkuntu ve üzüntü bırakıp gideceğini vurgular ki, bu herkesin meşk edip tekrarlaması icap eden bir husustur.
Yağmur Akcura
Selamunaleykum.22 yaşındayım.Dini hayatım hep çok çalkantılı oldu namaza bir başladım bir bıraktım.Yine herhalde gaflet zamanlarıma geldi,hayatıma bir kız dahil oldu..Üniversite okuyorum evlenmem şuan mümkün değil.Bende gaflette olduğum için zinaya yakın günahlar işledik Allah affetsin ;((.Ama bana bir şeyler oldu şu sıra yeniden namaza başladım.Kız şuan memleketinde yüz yüze görüşemiyoruz.Açıkçası kızı bırakmayı göze alamıyorum duygular girdi araya..Bir anda kızı bırakırsam kalbi çok kırılır.Birisinin hayatında duygusal yara açmak istemiyorum..Acaba bu kızla okul bittikten sonra evlenebilir miyim diye düşünüyorum içimde şu sıralar fena bir sıkıntı var nedenini tam anlayamadığım.Kıza gelirsek;insan olarak iyi biri olduğunu düşünüyorum.Dini açıdan da oruçlarını tuttuğunu biliyorum.Dini hassasiyetimin arttığının farkına vardı bende söyledim zaten.Saygı duyuyorum falan dedi.Ne yapmalıyım aklım ve kalbim çok karışık, sıkıntı da ?
YanıtlaSil