Elinize birşekilde geçmiş olan haram parayı ne yapmanız gerktiği ve ne gibi işler için harcayabişleceğinizi öğrenmek için "Bugün" gazetesinden alıntı yaptığım aşağıdaki yazıyı okuyarak bilgi sahibi olabilirsiniz. Selametle kalın.
Soru
“ Elimize geçmiş haram yollardan kazanılmış bir miktar para var. Bu parayı hayır istikametinde kullanmak istiyorum. Ne tavsiye edersiniz? ”
Cevap
Dinimiz, yüce Allah’a nasıl ibadet edileceğini belirlediği gibi, insanın fiziki varlığının devamı için gerekli olan dünya nimetlerinden yararlanmanın ölçülerini de koymuştur. Vahiy ve sünnete dolayısıyla dine uygun olan kazanç helal, temiz sayılırken bu ölçülere uymayan kazanç da haram, mekruh veya çirkin (habşs) kazanç adını almıştır.
Duaların kabulü ve Allah’a kulluğun genelleşmesi helal kazançla yakından ilgilidir. Gözyaşlarıyla dua eden ancak kazancı haram olan bir kul için, Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem)’in buyurduğu; “ yediği haram, giydiği haram, duası nasıl kabul olunur? ” hadisi, bu gerçeği bütün açıklığıyla ifade eder.
Dinimiz, Müslümanların meşru işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helal yollardan temin etmelerini emreder.
Haram kazanç, kendisini elinde bulunduranın malı olmadığı ve haram olduğu için sadaka, zekât verilmez. “Allah (celle celaluhu) güzeldir, paktır, ancak temiz olan şeyleri kabul eder” hadisi gereğince bu paralardan hayır niyetiyle herhangi bir hayırda bulunulması caiz değildir.
Caiz olmamanın da ötesinde hayır niyetiyle haram paradan harcayanların günah kazanacakları dahi söylenmiştir. Dolayısıyla haram parayla yapılan bağışlarla camiler, vakıflar ve dernek türünden şahs-ı maneviyi temsil eden kurumlar kirletilmemelidir.
Peki Kamu Yararına Harcanabilir mi?
Haram kazanç elden çıkarılmak isteniyorsa öncelikle sahipleri biliniyorsa sahiplerine iade edilmelidir. Eğer haram kazanç, devlet hazinesine veya kamuya ait ise bunların yeniden devlete verilmesi veya kamu menfaatlerine harcanması gerekir.
Haram kazancın sahipleri veya kaynağı bilinmiyorsa bu takdirde bu para habîs yani kazanılma şekli itibariyle pis olduğu için halkın umumi ihtiyaçları için tuvalet, hamam yapımı gibi yerlerde kullanılabilir. Cami, vakıf gibi hayır kurumlarının elektrik, su gibi faturaları ödenebilir.
Bu yollar bulunamadığında, zarurete binaen ve hayır niyeti taşımaksızın ihtiyaç sahibi fakir insanlara verilebilir. Zira bu para, kazanan yönü itibariyle “pis” hükmünde olsa da verilen insanlar itibariyle bu mahiyetinden çıkmış olur.
Duaların kabulü ve Allah’a kulluğun genelleşmesi helal kazançla yakından ilgilidir. Gözyaşlarıyla dua eden ancak kazancı haram olan bir kul için, Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem)’in buyurduğu; “ yediği haram, giydiği haram, duası nasıl kabul olunur? ” hadisi, bu gerçeği bütün açıklığıyla ifade eder.
Dinimiz, Müslümanların meşru işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helal yollardan temin etmelerini emreder.
Haram kazanç, kendisini elinde bulunduranın malı olmadığı ve haram olduğu için sadaka, zekât verilmez. “Allah (celle celaluhu) güzeldir, paktır, ancak temiz olan şeyleri kabul eder” hadisi gereğince bu paralardan hayır niyetiyle herhangi bir hayırda bulunulması caiz değildir.
Caiz olmamanın da ötesinde hayır niyetiyle haram paradan harcayanların günah kazanacakları dahi söylenmiştir. Dolayısıyla haram parayla yapılan bağışlarla camiler, vakıflar ve dernek türünden şahs-ı maneviyi temsil eden kurumlar kirletilmemelidir.
Peki Kamu Yararına Harcanabilir mi?
Haram kazanç elden çıkarılmak isteniyorsa öncelikle sahipleri biliniyorsa sahiplerine iade edilmelidir. Eğer haram kazanç, devlet hazinesine veya kamuya ait ise bunların yeniden devlete verilmesi veya kamu menfaatlerine harcanması gerekir.
Haram kazancın sahipleri veya kaynağı bilinmiyorsa bu takdirde bu para habîs yani kazanılma şekli itibariyle pis olduğu için halkın umumi ihtiyaçları için tuvalet, hamam yapımı gibi yerlerde kullanılabilir. Cami, vakıf gibi hayır kurumlarının elektrik, su gibi faturaları ödenebilir.
Bu yollar bulunamadığında, zarurete binaen ve hayır niyeti taşımaksızın ihtiyaç sahibi fakir insanlara verilebilir. Zira bu para, kazanan yönü itibariyle “pis” hükmünde olsa da verilen insanlar itibariyle bu mahiyetinden çıkmış olur.
Yorum Gönder