İlk ayeti "Abese" kelimesiyle başladığından bu adı almıştır. Mekke'de Necm suresinden sonra, el-Kadr suresinden önce nazil olmuştur.
Abese Suresinin Mekke eski imamı Abdurrahman El-Sudais'in içinize dokunacak güzel sesinden okunuşuna, Arapça metnine, Türkçe okunuşuna ve Türkçe mealine aşağıdan ulaşabilirsiniz.
(Dinlemek İçin Play Tuşuna Basınız.)
Abese Suresinin Türkçe Okunuşu ve Anlamı
80/ABESE-1: Abese ve tevellâ.
Huzursuz oldu (yüzünü buruşturdu). Ve başını çevirdi (ilgilenmedi).
80/ABESE-2: En câehul a'mâ.
Âmâ olan bir kişinin ona gelmesi (sebebiyle).
80/ABESE-3: Ve mâ yudrîke leallehu yezzekkâ.
Ve sen bilemezsin, umulur ki böylece o tezkiye olur.
80/ABESE-4: Ev yezzekkeru fe tenfeahuz zikrâ.
Veya öğüt alır, böylece bu öğüt ona fayda verir.
80/ABESE-5: Emmâ menistagnâ.
Fakat kendini müstağni gören (bir şeye muhtaç olmadığını sanan) kimse.
80/ABESE-6: Fe ente lehu tesaddâ.
Oysa sen, ona yöneliyorsun.
80/ABESE-7: Ve mâ aleyke ellâ yezzekkâ.
Ve onun tezkiye olmamasında, senin üzerinde bir sorumluluk yoktur.
80/ABESE-8: Ve emmâ men câeke yes'â.
Halbuki sana koşarak gelen kimse.
80/ABESE-9: Ve huve yahşâ.
Ve o huşû duyuyor.
80/ABESE-10: Fe ente anhu telehhâ.
Oysa sen, onunla ilgilenmiyorsun.
80/ABESE-11: Kellâ innehâ tezkirah (tezkiratun).
Hayır, muhakkak ki O (Kur'ân), bir Zikir'dir (Öğüt'tür).
80/ABESE-12: Fe men şâe zekerah (zekerahu).
Artık dileyen kimse, O'nu zikreder (O'ndan öğüt alır).
80/ABESE-13: Fî suhufin mukerrameh (mukerrametin).
O (Kur'ân), mükerrem (şerefli) sayfalardadır.
80/ABESE-14: Merfûatin mutahherah (mutahheratin).
Yüceltilmiş, mutahhar kılınmış (sayfalardadır).
80/ABESE-15: Bi eydî seferah (seferatin).
Sefirlerin (kâtiplerin) elleri ile.
80/ABESE-16: Kirâmin berarah (beraratin).
Kerim olan sadıkların (elleri ile yazılmıştır).
80/ABESE-17: Kutilel insânu mâ ekferah (ekferahu).
İnsan kahroldu (Allah'ın Rahmeti'nden kovularak kendini mahvetti), o ne kadar çok nankör.
80/ABESE-18: Min eyyi şey’in halakah (halakahu).
(Allah) onu hangi şeyden yarattı?
80/ABESE-19: Min nutfeh(nutfetin), halakahu fe kadderah (kadderahu).
Nutfeden (bir damladan onu yarattı), sonra da ona kader tayin etti (gelişimini (DNA'larını) programladı ve ömür tayin etti).
80/ABESE-20: Summes sebîle yesserah (yesserahu).
Sonra yolu ona kolaylaştırdı.
80/ABESE-21: Summe emâtehu fe akberah (akberahu).
Sonra onu öldürdü, böylece onu kabire koydurdu.
80/ABESE-22: Summe izâ şâe enşerah (enşerahu).
Sonra onu dilediği zaman neşredecek (diriltecek).
80/ABESE-23: Kellâ lemmâ yakdı mâ emerah (emerahu).
Hayır, (insan Allah'ın) ona emrettiği şeyi kada etmedi (yerine getirmedi).
80/ABESE-24: Felyanzuril insânu ilâ taâmih (taâmihî).
İşte insan yemeğine baksın.
80/ABESE-25: Ennâ sabebnel mâe sabbâ(sabben).
Biz, suyu nasıl akıttıkça akıttık.
80/ABESE-26: Summe şekaknel arda şakkâ (şakkan).
Sonra yeri öyle bir yarışla yardık ki.
80/ABESE-27: Fe enbetnâ fîhâ habbâ (habben).
Böylece orada taneler yetiştirdik.
80/ABESE-28: Ve ineben ve kadbâ (kadben).
Ve üzümler ve yoncalar.
80/ABESE-29: Ve zeytûnen ve nahlâ(nahlen).
Ve zeytinler ve hurmalar.
80/ABESE-30: Ve hadâika gulbâ (gulben).
Ve ağaçları iç içe olmuş (dalları birbirine girmiş) bahçeler.
80/ABESE-31: Ve fâkiheten ve ebbâ (ebben).
Ve meyveler ve mer'alar (otlaklar).
80/ABESE-32: Metâan lekum ve li en'âmikum.
Sizin ve hayvanlarınız için meta olarak (faydalanmanız için).
80/ABESE-33: Fe izâ câetis sahhâh (sahhâtu).
Fakat o sahha (sağır edici büyük gürleme) geldiği zaman.
80/ABESE-34: Yevme yefirrul mer'u min ehîh (ehîhi).
O gün kişi kardeşinden kaçar.
80/ABESE-35: Ve ummihî ve ebîh (ebîhi).
Ve annesinden ve babasından.
80/ABESE-36: Ve sâhıbetihî ve benîh (benîhi).
Ve eşinden ve oğlundan (kaçar).
80/ABESE-37: Li kullimriin minhum yevmeizin şe'nun yugnîh (yugnîhi).
Onların hepsinin, o gün (izin günü), kendilerini meşgul eden bir şe'ni (işi başından aşan bir hali) vardır.
80/ABESE-38: Vucûhun yevmeizin musfirah (musfiratun).
O gün (izin günü) parlayan yüzler vardır.
80/ABESE-39: Dâhıketun mustebşirah (mustebşiratun).
Müjdelenmiş gülen yüzler (vardır).
80/ABESE-40: Ve vucûhun yevmeizin aleyhâ gaberah (gaberatun).
Ve o gün (izin günü), üzeri tozlu (toza toprağa bulanmış) yüzler vardır.
80/ABESE-41: Terhekuhâ katerah (kateratun).
Onu bir karanlık kaplar.
80/ABESE-42: Ulâike humul keferetul fecerah (feceratu).
İşte onlar, onlar kâfirdir, facirdir.
Yorum Gönder