Kıyametin’in iki ayrı grupta alametleri vardır.Bu alametler gizli alametler ve açık alametlerdir.
Gizli Alametler
İnsandan izzet, hürmet, muhabbet, şefkat, edeb,haya,cömertlik, ahde vefa, doğruluk, safa, dostluk,takva, şeriatin yürürlükten kalkması gibi. Şehirlerde mescidlerin çoğalması cemaatin azalması,binaların yükselmesi, elbiselerin incelmesi, kadınların ve çocukların hakimiyeti ele alması,kadınların erkeklere erkeklerin kadınlara benzemesi, homoseksüelliğin artması, eşyanın bereketinin azalması, şeriata uygun alışverişin kesilmesi, iyilerin hakir kötülerin hürmet görmesi,fısk ve fücurun artması ve kabirlerin süslenmesi bunlara kıyametin şartları dahi derler.
Açık Alametler
1- Deccal’ın çıkması
2- Üç gece üst üste ay tutulması
3- Üç sene boyunca yedi iklimde kıtlık olması
4- Büyük bir dumanın her tarafı kaplaması
5- İsa Aleyhisselam’ın Şam’daki beyaz minare üzerine inip Deccali öldürerek Şeriat-ı Muhammediye ile amel etmesi
6-Resül-i Ekrem soyundan Mehdi çıkıp, kırk yıl adalet üzre gidip, Hz.İsa Aleyhisselam’ı bulması.
7-Dabbetü’l Arz’ın vücuda gelmesi
8-Ye’cüc ve Me’cüc’ün İskender seddinden çıkarak, Yedi iklimi istila etmesi
9-Hz. İsa Aleyhisselam’ın Mekke-i Münevvereye gelip, buradan Ahirete gitmesi; bundan sonrada Kabe’nin yıkılması
10-Güneş’in batıdan doğup orada dolanması
Bu alametlerin ve şartların ortaya çıkmasından sonra misk ve anber kokusu gibi serin ve temiz rüzgar esip, mü’minlerin ruhları bu rüzgarın tatlılığı ile çıkar. Bundan sonra Kur’an-ı Kerim’in hükümleri yeryüzünden kalkıp,halkın cümlesi cehalette kalır. Yüz yıl dahi böle gider.
Bunların orataya çıkmasından sonra Hakk Teala İsrafil Aleyhisselam’a Sur’u üflemesini emreder. Hemen o an Sur’un sesinin heybetinden yedi gökte olan meleklerin ve yedi yerde olan yaratıkların cümlesi,Kıyamet koptu sanıp, dizleri üzere düşüp, kendilerinden geçer. Gökler ve yerler titreyiş ve sarsıntıyla düşüp, yıldızlar dökülür. Saçlar, sakallar ağarıp, hamileler doğurup, insanların cümlesi kendinden geçip, sarhoşlar misali kalırlar.
Bu Sur’un ilk üfürülüşüdür ki, ondan bu haybetleri alırlar. Kırk yıl dahi bu minval üzere gider. Bundan sonra Hakk Teala, İsrafil Aleyhissellam’a yine Sur üfürmekle emreder.Bunun üzere o dahi ikinci üfleyişte Sur’u öyle güçlü üfler ki, şiddetinden bütün dağlar o demde düzlenerek yerlerinden kopup, havaya çıkıp, atılmış pamuk gibi olurlar. Yedi gök pare pare olup, yeryüzüne su gibi eriyip dökülürler. Denizlerin suyu kupkuru olup, Güneş ve Ay’ın ışığı gidip kapkara olurlar. Cihan’ı karanlık kaplayıp, Arş-ı A’la’dan aşağıların aşağısına belki perde altına dek, her ne kadar yaratık ve melek varsa cümleten helak olurlar (dünyevi vücudu yok olur). Ancak Allah’a yakın meleklerden sekiz melek kalır. Bunlar Cebrail, Mikail, Rıdvan ve Azrail’dir. Öteki dördü Arş’ın taşıyıcılarıdır ki birisi İsrafil’dir. Bundan sonra Azrail Aleyhissellam, o yedi meleğin dahi ruhlarını kabzeder.En son kendi ruhunu kabzederken bir çığık atar ki, narası gökleri geçip yerler gider.
Bu Sur’un ilk üfürülüşüdür ki, ondan bu haybetleri alırlar. Kırk yıl dahi bu minval üzere gider. Bundan sonra Hakk Teala, İsrafil Aleyhissellam’a yine Sur üfürmekle emreder.Bunun üzere o dahi ikinci üfleyişte Sur’u öyle güçlü üfler ki, şiddetinden bütün dağlar o demde düzlenerek yerlerinden kopup, havaya çıkıp, atılmış pamuk gibi olurlar. Yedi gök pare pare olup, yeryüzüne su gibi eriyip dökülürler. Denizlerin suyu kupkuru olup, Güneş ve Ay’ın ışığı gidip kapkara olurlar. Cihan’ı karanlık kaplayıp, Arş-ı A’la’dan aşağıların aşağısına belki perde altına dek, her ne kadar yaratık ve melek varsa cümleten helak olurlar (dünyevi vücudu yok olur). Ancak Allah’a yakın meleklerden sekiz melek kalır. Bunlar Cebrail, Mikail, Rıdvan ve Azrail’dir. Öteki dördü Arş’ın taşıyıcılarıdır ki birisi İsrafil’dir. Bundan sonra Azrail Aleyhissellam, o yedi meleğin dahi ruhlarını kabzeder.En son kendi ruhunu kabzederken bir çığık atar ki, narası gökleri geçip yerler gider.
Yorum Gönder