Müslümanların Temel Sorunu: Bilgiye Merak Duymamak
Kriz, yoğun bir güçlük çekme hali, sıkıntı veya tehlike zamanı olarak tanımlanır. Bu tanıma dayanarak, Müslüman ümmeti birçok farklı krizi yaşıyor ve şu anda yaşadığı krizlerin başında; siyasi, ekonomik, sosyal ve dini konular geliyor. Öğretmenlere, rehberlik görevlilerine ve çağdaş bilim adamlarına göre, "bilgi krizi" belki de tüm Müslüman dünyasını etkileyen en büyük krizdir. Bilgiyi aramama, bilgiye merak duymamama en temel sorunlardan biri haline gelmiştir.. Bu sorun basit bir sorun değildir. Onu etkileyen birçok farklı faktörle karmaşık ve çok yönlü bir sorun haline gelmektedir. Bu kısa makalenin amacı, bu temel sorunun yani müslümanların bilgiye neden merak duymadığının farklı yönlerden vurgulamak ve bir toplum olarak bize bu sorunlarla baş etmek için gerçek ve pratik yolları düşünmeye sevkederek bu konu üzerinde çalışmaya başlamamızı umut etmektir.

En önemli faktörlerin başında toplumumuzun İslam araştırmaları alanında temel düzeyde bir okuryazarlık eksikliğidir. Bunlarla sınırlı olmamakla birlikte bu temel düzey konular; ilahiyat / inanç, Kuran araştırmaları, tarih araştırmaları ve fıkıhtır. İlk başta toplum olarak bizim için dürüstlük ve doğruluk bizim için önemli iki kavramdır. İnancımız, dinimiz ve öğretileri konusundaki anlayışımız yüzeysel ve sığ kalmamalıdır. Dinimizi bildiğimizi düşünebiliriz, ama yapılan içtihadlerden ve edinilen gözlemlerden ortaya çıkan gerçek şu ki dinimiz hakkında çok az şey biliyoruz. İslam'ın ne olduğunu yorumlamak için kısıtlı bir algıya sahibiz; çoğunlukla kişisel deneyimlerimize ve durumlarımıza dayanıyoruz.

Çoğumuz için bildiğimiz şey İslam hakkında evde öğrendiklerimiz, ebeveynlerimizden, belki, çeşitli sohbetlerde ve konferanslardan, internet ve televizyon kanallarından, son dönemlerde Youtube gibi sosyal içerik sitelerinden oluyor. Doğruluğunu sorgulamadan, kaynak araştırması yapmadan bu bilgilerin doğru olduğuna kanaat getiriyor ve o bilgi bizim için "İslam'ın için doğru bir bilgi" anlamına geliyor. Dini yorumlamak ve İslam hakkında bilgi edinmek iki kelime yazıp, fareye tıklayarak bir yerden ulaşacak kadar basit olmamalı. İslam gibi derin, güzel ve kıymetli bir din daha fazla emek harcanmayı ve araştırmayı hakediyor. Çoğu bilgiyi bir başkasından öğreniyoruz ve bu doğrudur içim rahatlayabilir diyoruz fakat kaçımız Kur'an'ı anlıyor? Onun tarihi, korunması, derlemesi, konusu, temaları ve yapısı? İnancımızın birincil kaynağıyla anlamlı bir şekilde ilişki kuramayacağımız zaman gerçek inançlı insanlar olabilir miyiz ?

Bu temel okuma yazma düzeyini anlamak ve aramak her birimiz için bir zorunluluktur. Peygamberimiz "Bilgi (ilim) aramak (kadın/erkek) her Müslüman için farzdır" demiştir. Bu, herkesin bir öğretmen ya da akademisyen olması gerektiği anlamına gelmez; Bunun yerine herkes, düzgün bir şekilde ibadet etmelerini sağlayacak yeterli bilgiyi edinmek zorundadır.

"De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür." (Zumer; 9)

Çok şükür, son birkaç yılda bu alanda çok ilerleme kaydedildi. Türkçe olarak Kur'ana ve Kur'an araştırmalarına gerekli ehemmiyet verilmeye başlandı. Sosyal içeriklerinde Kuran araştırmaları ve eğitimi ile ilgili birçok doğru kaynak bulabilirsiniz. Ancak ana zorluklardan biri de insanları bu çalışmalara iştirak göstermeye teşfik etmek, kulaktan dolma bilgilerle değil, aklında olan soruları direkt Kur'an kanalından öğrenmesini sağlamaktır.

Müslüman ümmeti birçok farklı krizi yaşıyor ve şu anda yaşadığı krizlerin başında; siyasi, ekonomik, sosyal ve dini konular geliyor. Öğretmenlere, rehberlik görevlilerine ve çağdaş bilim adamlarına göre, "bilgi krizi" belki de tüm Müslüman dünyasını etkileyen en büyük krizdir.

Label:

Yorum Gönder

Author Name

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *