kurban kesmek, adak adamak
"De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir." (En'âm sûresi, âyet 162)

Ayeti kerime de, Kurban olarak anlamlandırılan " nüsük" kelimesi, bazı müfessirlere göre ibadet olarak açıklanmıştır.

Konuma, her zaman iftiharla yad ettiğimiz, üstadımız, büyük şairimiz, iman insanı merhum Akif'in bir şiiri ile başlamak istiyorum. O müthiş insan, bir ömür boyu hurafe ile, şirkle, uyduruk şeylerle mücadele etmiş, vefatına kadar da bu kutsal yoldan bir milim ayrılmamış bir kahramandır!.. Kabri nur dolsun!..

"Ha bu din, iman, takva; inan ki hepsi yalan,
Sen onları kendine, taptırırsın vesselam!
Derdin davan sadece, hepsi nefsi saltanatın,
Şimdilik putu sensin, tapılan menfaatın!
Hey kukla kafalı adam, dinle sözümü tut,
Bunların dilinde Hak, ama kalbi daha put!" (M. Akif)

Teessürle, üzülerek ifade etmeliyim ki, İslam, Müslümanlar, her türlü putçuluğun, çirkin hurafelerin içerisinde debelenip durmaktadır! Beni Ümeyye'nin idareyi işgal etmesi ile birlikte, o gündür, bu gündür bir türlü kendimize gelememiş, belimizi doğrultamamış, süklüm-püklüm bir halde, uydurulan, peydahlanan şeyleri din diye, dini emir diye yaşayıp durmaktayız.

Kendimiz de, biliyoruz, en cahilimiz de anlıyor ki, tüm bu yaşananlar din, dini emir, Kur'anî ifade değildir!.. Ama, ne çare ki, mecbur bırakılmışız, hacısı, hocası, okumuşu, okumamışı, bilgini, bilgisizi, aydını, entelektüeli de bu yanlış çığırda yuvarlanıp, asırları tüketmektedir.

Bilhassa, Anadolu toprakları, Türkiye insanları, serapa türbelerin etrafında, yatır ve kabirlerin yanıbaşında, kendinden geçmiş, yaşadığını unutmuş, ha bire yatanlardan istimdat, medet, şefaat, ümid ederek, ellerini sürmekte, sırtını sıvazlatmakta , daha olmadı, kurbanlar, adaklar adayarak, söz konusu makamların etrafını kan gölüne döndürmektedir.

Allah'tan Başkası Adına Kurban Kesmenin Hükmü


" Allah (cc) buyuruyor : "De ki. Namazım, kestiğim kurban, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir. O'nun hiç bir ortağı yoktur. Müslümanların ilki olarak bununla emrolundum." (En'âm: 162-163)

" Rabbin için namaz kıl, kurban kes." (Kevser: 2)

Ebu Talha (ra) şöyle rivayet etti: Rasulullah ( s.a.s.) bana dört şeyden bahsederken şöyle dedi: " Allah (cc) kendisinden başkası için kurban kesene, ana-babasına lanet edene, kendisine kısas yapılacak kimseyi saklayana, arazilerin hudutlarını değiştirene lanet etmiştir." (Müslim)

adak-koyun-kurban
Yukarıdaki ayeti kerimelerden ve hadisi şeriflerden anlaşılıyor ki: Allah için kurban kesmek tıpkı namaz gibi Allah katında büyük değeri olan bir ibadettir. Nitekim kurban kesmek Kur'an'ı Kerim'de bir kaç yerde namazla beraber zikredilmiştir. 

Allah için kurban kesmek önemli bir ibadet olduğu gibi Allah'tan başkası için kurban kesmek de büyük şirklerdendir. Putlar için, mezarlar için, kendisine fayda sağlayacağını zannettiği ölü veya diri bir kimse için ya da bir kimseye saygı gösterdiğini belli etmek için kurban kesmek büyük şirktir.

Bir Sinek Yüzünden Biri Cennete, Diğeri Cehenneme Girdi


Kurban kesen kişi ister doğrudan doğruya Allah'tan başkasının adını zikrederek kurban kessin, isterse Allah'a yaklaşacağını zannederek Allah'tan başkasının adıyla kurban kessin farketmez, büyük şirk işlemiş ve İslam dininden çıkmış olur. Allah'tan başkası için hayvan kesilirken Allah'ın ismi zikredilse bile bu hayvanın etini yemek haramdır.

Fakat Allah rızasını kazanmak niyetiyle Allah adına kurban kesip; " Allah'ım! Bundan meydana gelen sevabı falan kişiye ver" demek caizdir. Tarık b. Şihab (ra) Rasulullah (s.a.s.)'in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

"Bir sinek yüzünden adamın biri cennete,diğeri de cehenneme girdi." Sahabeler: "Bu nasıl oldu ey Allah'ın Rasulü?" dediler. Rasullulah şöyle buyurdu:

"İkisi beraber bir şehre uğradılar. Bu şehir halkının oradan her geçenin mutlaka kurban takdim etmesi gereken bir putları vardı. Birine: "Bir kurban takdim et" dediler. O da: "Takdim edecek hiç bir şeyim yok ki" dedi. Onlar da: " Hiç değilse bir sinek takdim et" dediler. O da bir sinek takdim etti, yolunu açtılar, serbest bıraktılar. Allah (cc) o kişiyi bu amelinden dolayı cehenneme soktu. Diğerine. "Sen de takdim et" dediler. O da: "Allah'tan başka hiç bir şeye sinek dahi takdim etmem" dedi. Boynunu vurdular. Ve o adam bu yüzden cennete girdi." (Ahmed)

Bu hadisten anlaşılıyor ki sırf başkalarının kötülüğünden korunmak için Allah'tan başkasına, istemeyerek ve kıymetsiz bir hayvanı dahi olsa kurban etmek, insanın cehenneme girmesine sebep olur. Bu da bir sinekle dahi olsa bile Allaha şirk koşmanın ne kadar büyük haram olduğunu gösteriyor. 

Diğer kişinin ölümü göze alıp imanında sebat etmesi mü'minlerin şirke karşı tutumlarına çok güzel bir örnektir. Mü'minlerin şirkten şiddetle kaçınmaları ve şirke düşmemeye dikkat etmeleri imanın bir şartıdır. Çünkü insan bilmeden de olsa, cehenneme girmesine sebep olabilecek bir şirk işleyebilir. 

Cehenneme giren kişi Müslümandı ve daha önce cehenneme girmesine sebep olabilecek bir amel işlememişti. Çünkü Rasulullah (s.a.s) " Bir sinek yüzünden cehenneme girdi." buyurmuştur. 

Müslümanların hayır ve şer hiç bir ameli küçümsememeleri gerekir. Zira müşrikler bile işlerin ne maksatla yapıldığına önem verirler. Böyle olmasaydı müşrikler adamı bir sinek kurban ettiği için asmazlardı."

Hakikaten, Türkiye coğrafyasını baştan sona gezecek, görecek olsak, nelere şahit, ne tür rezaletle karşılaşır, neler müşahade ederiz. Tabii ki, millet olarak, kitle olarak kabirlerimizde olacak, türbe ve yatırlarımız da bulunacaktır!.. Bu hususa, kimsenin bir söz demeye, eleştirmeye hakkı ve hukuku bulunmamaktadır.

Lakin, mes'elenin garip olan tarafı şudur: İnsanlarımızın, oralara giderek veya kurban adayarak türbe-yatır çevrelerinde adaklarını kesmeleri, kesilen kurbanın kanlarını zikredilen mahallere sürtmeleridir. Sonra da, " Ey türbe!.. Ey Kabir sahibi!.. Bak!.. Bizler, sana geldik, senin yanında kurbanlarımızı kestik, bunu bizden kabul buyur!" dercesine ricada bulunmaları, yardım istemeleridir.

Çünkü, bu tür bir eylem ve amel, ne Rasulullah (sav)'in , nede Sahabe-i kiram devirlerinde vuku bulmamıştır!.. İnsanımız, ne zaman Kur'an Müslümanlığından uzaklaşmaya başladılar, rivayet kültürlerinin, " dedim" "dedi"lerin kurbanı oldular, camii kürsülerinde hikayeler anlatılmaya başlandı işte, o tarihten bu yana mevzu bahis edilen yerlerde bu çirkinlikler, böylesi şirkler işlenmeye başlanmış oldu.

Hollanda ülkesinde, yakinen tanıdığım bir dostum vardır. Evladı, ne zaman bir kaza geçirse, ne zaman çocuk bisikletten düşmüş olsa, hemen, hanımına, " Çabuk olun, bir kurban kesin de çocuk bir daha kaza geçirmesin" telkinini, tembihini hiç bir zaman unutmam. Oysa,

Adak kurbanlarını yerine getirmek dini, vacib olan bir vecibedir!.. Adak yapılırsa, adak sahibinin sözünü yerine getirmesi, kurban kesmesi lazımdır. Bundan umulacak fayda sadaka sevabıdır!.. Fakirlerin, olmayan muhtaç insanların müstefid olmalarıdır. Ama, bunu tutar da, " Çocuk, bir daha düşmesin, ayağı, başı yarılmasın" amacıyla kurban kesilirse, sonucu ağır olacak.. Çocuk, ikinci, üçüncü kez kaza geçirdiği vakit, inkar, red başlamış olacaktır.

Kabir, mezar, türbe, yatır başlarında kesilmekte olan kurban kesme ameliyeleri benim nazari dikkatimi çekmektedir. Daha doğrusu benim imani, vicdani açıdan hoşuma gitmemektedir!..
Bir kere, türbe ve yatır yanları, kurban kesme mahalli değildir!.. Kabir niçin ziyaret edilir? Tabii ki, orada medfun bulunan zata selam verilir, dua edilir ve o makamdan, o yerden ibret alınır, dünyanın fani olduğu düşünülür, ölüm hatırlanmış olunur.

Ama, böyle yapmayıp da, kabirlerden, yardım, medet, istimdat beklenirse, bu tavır, şirk değil de ne olabilir?

Aslında, insanlarımızı bu tür şirk vari şeylerden kurtarmak için, cami kürsülerimizde, minberlerinde bunun üzerinde durulması, anlatılması gerekir. Hem de, bıkmadan, usanmadan, bıkkınlık getirmeden anlatmak, izah etmek en büyük hizmet olacaktır.

Yani, günümüz Müslümanlarının, Kur'an'a yönelmesi, onu çok çok okuması, anlaması ve yaşaması şer'î bir zorunluluktur!.. Onu ne kadar çok okur, anlar ve yaşamış olursak, vallahi, şirkin kapısı kapanacak, hurafelerin çoğalma alanları tıkanmış olacaktır.

Rabbim!.. Aziz milletimize, Kur'anî bilinç nasip eylesin. Selam ve dua ile.

Şerafettin Özdemir

Türbe, Yatır ve Kabir Yanında Kurban Kesmek Sevap mıdır ? Yada bu tür ameller Günah mıdır ? Bu soruya bu yazımızda yanıt arıyoruz.

Yorum Gönder

Author Name

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *