bebek, rızık, islamDünyanın birçok yerinde çocuk hekimliği ve kadın doğum dallarında yapılan araştırmalar anne ve bebek yönünden çok ciddi yenilikler getirdi. Bu yeniliği son 20 yılda çeşitli üniversitelerinde yapılan araştırmaların neticeleri ortaya çıkardı. Bunları şöylece sıralayabiliriz: Daha eski yıllarda doğumların yataklı müesseselerde yaptırıldığı, bebeklerin annelerinden en az 12 saat ayrı tutulduğu halde, son yıllarda doğumlarda yapılan müdahale ve ilaçların anne ve çocuğa kötü tesir icra ettiği anlaşıldığından (son günlerin modası olarak "doğal çocuk doğumu" tabiri yaygınlaşırken) evde doğum taraftarları artmıştır. Bunun yanında hastaneler de servislerini ev şartlarına benzetmektedirler. Sezeryanla doğan bebekleri bile annelerinden ayırmamakta ve çocuk doğar doğmaz çıplak olarak annesinin kucağına yatırılmaktadır. Bütün bu tedbirler şu enteresan neticeyi ortaya koymuştur. "Tabiî doğum yeni doğan çocuk ölümlerini azaltmaktadır."

Bu yeniliğin yanında ABD'nin çeşitli üniversitelerinde yapılan araştırmalar da bebeklerin çok yönlü kabiliyetlerinin olduğunu ortaya çıkarmıştır. Eskilerin, "Bebeklerin dünyadan haberi yoktur" dedikleri sözler son yıllarda bütünüyle çürütülmüştür.

Yeni doğan bebek görür ve gördüğüne cevap verir. Doğumdan birkaç dakika sonra bebeğe parlak, hareketli, ışıklı şekiller gösterilse diğer yönden de insan yüzü, hele annesinin yüzü gösterildiğinde, bebek insan yüzüne, bilhassa annesinin yüzüne meyleder. Yeni doğan bebek kendisine 20 - 30 cm uzaklıktaki cismi net bir şekilde ayırdedebilir. Bu mesafeden kendisini besleyen annesini görür, sevinir ve heyecanlanır. Yeni doğmuş bebeğin görme kabiliyeti gizli bir muhabbet gibidir. Yeni doğan bebekteki görme kabiliyeti, annesiyle bir an göz göze gelmesi, onu tanıyıp unutmaması için yeterli olmaktadır. İşitme kabiliyetleri doğduğu andan itibaren müşahede ediliyor. Bebeğe bir taraftan muhtelif sesler ve gürültüler verilirken, bir taraftan da insan sesi, hele annesinin sesi verilse muhakkak annesinin sesine dönmekte ve bütün alâkasını o ses üzerine toplamaktadır. Diğer enteresan bir araştırma da yeni doğan bebeğin kokuya ait kabiliyetinin olduğudur. Üzerine anne sütü dökülmüş bir yastık ile temiz bir yastık tarafına döndüğü görülmektedir.

Daha da garibi şudur ki, altı günlük bir çocuk kendi annesinin sütünün kokusunu, diğer annelerin sütünün kokusundan tefrik edebilmektedir. Yine bebekler amonyum hidroksit (idrar) gibi keskin ve kerih kokulardan kaçmakta, güzel kokulara ise sevinçle karşılık vermektedir. (**) Bütün bu ve benzeri kabiliyetler bir refleks olmayıp şahsiyet ifade etmektedir. Yâni her bebek belli sınırlar içinde ayrı bir davranış ortaya koymaktadır.

Araştırmaların neticesi olan bu bilimsel gerçekler çocuk terbiyesinde ilk günlerin bile önemli olduğunu göstermiştir. İşte inanç ve örflerimizin icabı olarak çocukların ağızlarına, iyi olarak bilinen bir kişi tarafından tatlı yiyecek verme, kulaklarına ezan ve kamet okuma, güzel bir ad koyma, başlarını okşayıp dua etme, cinsiyetlerine göre giyim ve kuşamlarına dikkat etme, onlarda talim ve terbiyenin beşikte başladığının bir işaretidir.

Doç. Dr. İ. Erkul

** Yine yeni doğmuş bebekler tuzlu, ekşi, acı gıdaların yerine tatlı gıdalar tercih etmektedirler...

Yorum Gönder

Author Name

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *