Kur'an-ı Kerim
"Allah ile birlikte başka ilahlar edinmeyin. Ben O'nun tarafından size gönderilmiş bir uyarıcıyım. İşte böyle, onlardan öncekilere ne zaman bir elçi geldiyse, "Bu bir büyücüdür" yahut "Bu bir delidir" derlerdi. Bunu nesilden nesile birbirlerine mi öğütlediler? Doğrusu, onlar sınırı aşan bir topluluktur." (Zariyat Suresi, Ayetler 51-53)


  Kur'an zikirdir başlıklı yazım, ümmeti ve bilhassa aziz milletimizi ilgilendiren, alakadar eden önemli bir mevzudur. Çünkü, milletimiz arasında, mahalle varoşlarında hızla yayılmakta olan hurafi, bid'at, eklenti dolu eylemler, ameller gün geçmiyor ki, çoğalmasın, artmasın, azalacağına, günden güne milletimizin bünyesine sirayet etmesin!..

 Oysa, gönlümüz istiyor ki,  Kur'an Zikirdir'den kasıt, maksat, gaye ve ideal, toplumumuzun kalplerine, kafalarına Kur'ân yerleşsin, millet içerisinde göze çarpan, görülen nahoş haller, hastalıklar, eğri-büğrü yollar hitame ersin!.. Bireyler, aileler, okullar, iş yerleri, tüm kurumlar Kuran Zikirdiri tartışır, konuşur, sohbetini yapar olsunlar!.. Kur'an zikirdir, sokaklara, mahalle aralarına, caddelere, meydanlara, evlere hakim olsun!.. Kur'an zikirdir, rüşvetin, fuhuşun, iltimasçılığın, rüşvet mahiyetinde hediyeleşmenin, cahillik ve cehaletin üzerine üzerine gitmiş olsun.

 Ama, olmuyor, aziz Kur'an raflarda, yükseklerde, bebelerin yastık altlarında, insanları cinden, periden korumak için bekletilirken, başka birileri, sahaya, alana fırlayıp, hiç de Ehl-i Kur'an olmadıkları halde, Kur'an ve Müslümanlık adına, Kur'an dışı davranışlarıyla inananları, düşünce sahiplerini, okuyanları, Kur'an insanlarını derinden üzmekte, kahrı perişan etmektedirler..Şu alıntımız, bu sözlerimi teyid edecektir!..
 "İman edenler ne zaman Allah'tan kendilerine indirilen son mesaj olan Kur'an'ı Kerimi hayatlarının dışına attılar, diğer bir ifade ile hükümsüz hale getirdiler, mahcur ettiler, işte bundan sonrada insan ürünü olan beşerî yönetim şekillerini zamanla benimseyip Allah'ın onlar için gönderdiği hayat nizamının önüne geçirdiler. Bir zamanlar ful Müslüman olanlar şimdiler de ful demokrasi havarisi olup çıkıverdiler. Varsa da yoksa da bu gün propagandası yapılan, öncüllenen ve dünya Müslümanlarına tavsiye edilen bu beşer ürünü yönetim şekilleri olmuştur. Bu durum Müslümanlarda tam bir itikadı sapmayı da beraberinde getirmiş âdeta Müslüman âlemin kıblesini değiştirmiş. Her ne kadar namazlarını eda ederken Allah'ın evi Kâbe'ye yönelseler de bu sadece namaz ile sınırlı kalmış. Zira namaz kılanların bir çoğu zaten namazların da ne dediklerinin ne de okuduklarının farkında değildirler. Çünkü yöneldikleri dünya kıbleleri onları namazda ne dediklerinin farkına varmayacak kadar sarhoş etmiştir. İtikadi noktalarda hızla dezenformasyona uğrayan Müslüman alemi Kur'ân'ı anlama ve ibadetler noktasında da büyük bir bozulma ve asıldan uzaklaşma süreci yaşamaktadır." ( İktibas Dergisi, O. Coşkun )
  Peki, hal böyle iken, alemi İslam'ın bu gidişatı nereye varacak, nerede kalacak ve duracaktır? Allah aşkına, mezhepleri dinleştirmiş, pirleri, şeyhleri, üstadları , ağabeyleri, müridanı taparcasına ilahlaştıran karanlık zihniyet, onların direktiflerini, tavsiyelerini, nasihatlerini Kur'an'ın önüne ve üzerine çıkarmışlardır. Söz konusu böylesi tabular, Kur'an emirleri yerine, Nebevi adetler yerine, kendi görüşlerini, düşüncelerini, prensiplerini, ilkelerini etraflarına toplamış oldukları zavallı insanlara anlatmakta, yerine getirilmesi için sıkı sıkı tenbihte bulunmaktadırlar.
 " ... Bugün Müslümanların hayatına giren ve hayatı kolaylaştıran ezan okuyan saat, Kur'ân okuyan kalem, adınızı zikreden zikirmatik vb. şeyler bunlar ileriki zaman diliminde bizim adımıza namaz kılan kurban kesen hatta hacca gidecek unsurlar olarak hayatımıza girer ise hiç şaşırmayalım." ( a. g. dergi) "

  Kuran Zikirdir'den de bunu anlıyoruz. Sayılı kelime-i tevhidler, tevbe istiğfarlar, salavatlar, Allah'ı ismi ile zikirler tamamen yukarıda zikredilen üstadların tavsiye ettikleri esas derslerdir. Ama, bu tavsiyeler, söz konusu eylemler yapılırken, gırtlaktan aşağıya inip inmediğine, bir faydasının olup olmadığına bakılmamaktadır. Netice olarak; Kur'an Zikirdir, mes'elesi, önemli, Kur'ânî bir yaşam tarzıdır. Sayılı zikirmatiklerden ziyade, ney dinlemekten öte, raks yapmaktan, sema dönmekten farklı olarak, hayatı şekillendirmesi, dizayn etmesi, yani, Müminleri, her türlü eğri-büğrü yollardan alıkoymasıdır. Tüm bu anlatılan, arzu edilen, gayelere ulaşmak için, Müminlerin uyanık, şuurlu, bilinçli ehl-i Kur'ân olmaları lazımdır. Zaman zaman kendilerine, " Ben niçin Kur'an okuyorum?" sorusunu sormaları ve cevabını aramaları da önemli, yerinde yapılması gereken bir vecibe olmalıdır. 

  Yani, Müslüman milletlerin kurtuluşu için, önerimiz, tavsiyemiz, tenbihimiz örnek nesil olan Sahabe-i Kiram devrini göz önüne alarak, onlar gibi yaşamak, onlar gibi hayat ve ahiret algısı sahibi olmalıyız!.. Yolumuz, yöntemimiz, Selman'ların, Ebu Zerr'i Gifari'lerin, Ammar'ların, Yasir'lerin, Mus'ab'ların, Hamza'ların, Ali'lerin, Ömer'lerin, Hüseyin'lerin vb. binlerce yiğitlerin metodu, yaşayışları olmalıdır. Rabbim!.. Bizleri, cennette onlara komşu eylesin!.. Selam ve dua ile..

Yorum Gönder

Author Name

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *