allah, teşekkür
Allah'ın bizlere olan ikramlarından dolayı  teşekkür etmek için kılınan namaz. Kanaatimizce kılınan namazların en anlamlısı… En içteni… En huşulusu… Kabule en yakın olanı… İnsanları yaratıp başıboş bırakmayan Allah-u teala  yer yüzü ve gökyüzünün tamamını insanların hizmetine vermiştir. İnsanlar yerler, içerler, sahile iner yüzerler, bulutla gölgelenir, buluttan sulanırlar, dağdaki ot ve kırıntılar süt ve et olarak düşer sofralarına, denizdeki balık kolay av olur kendilerine, havasıyla, manzarasıyla hep insanlara hizmet ederler…

Bu hizmet karşılıksız olmayacaktır elbet… İnsanlara güzel bir şekil veren Allah-u Teala bu hizmet karşılığında ihtiyacı olmamasına rağmen güzel bir teşekkür edilmeyi hak etmiyor mu dersiniz? Bakınız hayat kitabımızda bizlere neler neler verdiğini hatırlatıyor;

* "Gökten bir su indiren de O'dur. Biz bununla her tür bitkiyi çıkardık. Ondan da taze ve yeşil bitki(ler) çıkardık. Ondan da birbirinin üstüne binmiş (başak olmuş) taneler meydana getirdik. Hurma tomurcuğundan birbirine yakın salkımlar, birbirilerine hem benzeyen hem de benzemeyen üzüm bağları, zeytin ve nar bahçeleri de (bitiririz. Her birinin) meyvesine, bir (ham) meyve verdiği zaman, bir de olgunlaştığı zaman bakıverin. Şüphe yok ki bütün bunlarda iman edenler için birçok ayet vardır.''

* "Allah'ın gökten su indirdiğini görmedin mi? Biz onunla çeşitli türden meyveler çıkardık. Dağlardan beyaz, kırmızı çeşitli renklerde ve son derece siyah yollar (yaptık.)"

* "Davarlarda da sizin için elbette ibret vardır. Size onların karınlarındaki dışkı ile kanları arasından içenlerin boğazından kolaylıkla geçen halis bir süt içiriyoruz.

Allah-u Tealanın verdikleri bunlarla sınırlı değil tabiî ki. Açın buzdolabınızı, görün, gördüklerinizin tamamı hizmetimize sunulmuş… Bizlerden anlamlı ve içten bir teşekkür bekleyen Allah-u Teala bakın, nimetlerin farkında olmayan bizler için ne söylüyor;
3   En'am.99 4   Fatır.27 5   Nahl.66

"Gökte ve yerde nice belgeler vardır ki, yanlarından yüzlerini çevirerek geçerler.''

Dünya meşgalesi, kazanma hırsı ve nefsimizin istekleri çoğu şeyleri unutturdu bizlere… Oysaki ikram eden el teşekkür bekler… Bizler yeryüzünde nimetler içinde nankör nankör günümüzü gün ederken bakın Allah-u Teala bizlerin hallerinden nasıl bahsediyor;

"Şüphesiz Rabbin insanlara bir lütuf sahibidir. Fakat onların çoğu şükretmezler.''

Evet… Birçoğumuz bile bile ikram eden ele teşekkür etmedik… Devam ediyoruz;

"… Allah şükredenlere mükâfat verecektir''

"… Kim dünya nimetlerini isterse ona ondan veririz. Kim de ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız."

Yapacağımız teşekkür karşılık görecek ve cennet kapıları bizlere açılacak… İstenilen teşekkür ne onur kırıcı, ne yorucu, ne de bıkkınlık verici… Bu teşekkür çeşitlerinden biri de namazdır. Allah-u Teala kendisine namazla da teşekkür etmemizi istemiştir;

Namazla yapılan teşekkür 


Her ibadetin kendine özgü bir durumu olduğu gibi diğer ibadetlerle de bir ilişkisi vardır. Bu ibadetlerden birisi de namazdır. Namaz müslümanı muttaki yapan ibadet olarak önemlidir. Kur'an-ı kerimde namaz üzerinde sıkça durulmuş, namazın sadece şekle münhasır kılınacak fiziksel hareketler olmadığına özellikle dikkat çekilmiştir.
6   Yusuf.105 7   Neml.73 8   Al-i İmran 144 9   Al-i İmran 144

Kur'an-ı kerim, namazı her zikrettiğinde onun üzerinde ciddi manada tefekkür edilmesi, özünün yakalanmasının gerekliliği üzerinde durur. Kur'an'da namazın zikredildiği hiçbir ayette sadece namaz kılın ifadesi yoktur. Namazı ikame edin, namazı dosdoğru kılın yerli yerinde yapın ifadesi vardır.

"Şüphesiz ki namaz, insanı kötülüklerden, yanlış yapmaktan, aşırılıktan alıkor.''

 Denmektedir Her haliyle anlaşılıyor ki namaz bir denge halidir. Namaz: insan için, insanın nefsi için zor gelebilecek başka bir varlık önünde ayağa kalkmak, eğilmek ve yere kapanmak gibi bir muh tevaya sahiptir. Namaz, peygamberimizin buyurduğu gibi; mü'minin Allah'a olan yükselmesidir. Ve yine o'nun buyurduğu gibi namaz: insanın Allah'a karşı duruşunda alacağı pozisyonun rotası ve zeminidir İnsanı Allah’a bağlayan önemli farz ibadetlerden biridir namaz.

Müslümanın gün içerisinde sorumlulukları hatırlaması şuurlan ması, eksikliklerini ve fazlalıklarını fark etmesine neden olan iba dettir namaz Özellikle secde hali çok anlam ve muhtevaya sahiptir. Allah Resulü, secde: "Mü'minin rabbine en yakın olduğu andır'' Demektedir. Bu coşku ve heyecan verici hadisten, her Müslüman istifade edebilmenin imkân ve yollarını aramalı ve oluşturmaya çalışmalıdır Allah'la (c.c) konuşmak isteyen, görüşmek isteyen, ona derdini ve sıkıntısını açmak isteyen, onunla heyecanını, mutluluğunu paylaşmak isteyen namaz kılsın diyen peygamberimiz ne güzel söylemiş…
10   Ankebut–45

Namazla Allah'a nasıl bir mesaj ulaştırmış oluruz? 


Diğer dinlerdeki ibadetleri bildirme ve davet yöntemleri bakımından bir benzeri olmayan evrensel bir çağrı olan ezanla start alıp ve tüm dikkatiyle, tüm benliğiyle ve tüm şuuruyla kıya ma geçer müslümanımız… Allahu ekber! (Allah en büyüktür) tekbir lafzıyla teşekküre başlayıp ellerini bağlar. Artık müslümanımız Rabbinin rızasını kazanmak için, kendisine verilen nimetlere teşekkür için, Rabbinin büyük ve güçlü kendisinin ise Rabbine muhtaç ve aciz olduğunu ispat için ağaç gibi ayaktadır…

Hiçbir güç onun o ha lini bozamaz Artık Rabbiyle konuşma vakti gelmiştir. Besmeleden sonra subhaneke ile başlar Rabbini övmeye… Ey Allah'ım! Seni hamdin ile tesbih ve tenzih ederim. İsmin mübarektir. Azametin yücedir ve senden başka ilah yoktur.''dedikten sonra kur'an'ın ilk suresi olan fatiha'yla devam ederek yine Rabbine övgü dolu mesajlarla der ki:

 ''hamd: âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. (O, aynı zamanda)rahmandır rahimdir. Din gününün (hesap)de sahibidir…''

namaz teşekkürdürMüslümanımız, fatiha'yı okurken Rabbimize ne dediğini bilir bir tavırla tevhidin zirvesine çıkıp şirkten uzak bir şekilde ayeti kabul eder ve der ki: ''Rabbimiz! Ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz.'' İbadetin ve yardım istemenin tek merciinin Rabbimiz olduğunu kabullenir bir vaziyette teşekkür/dua/yalvarma cümleleri ile dua eder: "Bizi doğru yola ulaştır. Kendine nimetler verdiğin kimselerin yoluna… Gazabına uğrayanların ve sapıkların yoluna değil'' der. Bir de kısa ya da uzunca bir ayet okuyup rükuya eğilir. Belki de bu güne kadar hiçbir güce, kuvvete, sisteme ve şahsa karşı yapmadığı bir pozisyon.

Gururlanmış bedenin bükülmesiyle yaptığı kulluğu dil ile devam ettirerek der ki: Subha ne Rabbi yelazim (yani yüce Rabbimi tesbih ve tenzih ederim)'' hem de 3,5,7 defa O pozisyonda da Rabbi'ni över ve düşünür: benim belimi kırıp, bu pozisyona gelmeme sebep ne? Kime karşı eğiliyorum? Elbette ki Rabbime karşı eğiliorum der ve bu pozisyonla sanki'' ey inananlar: rükû edin, secdeye varın, Rabb'inize kulluk edin. İyilik yapın ki saadete erişesiniz. Ayetini yaşar Rükûdan kalktıktan tekrar kıyama geçinceye kadar ki vakti de boşa harcamayıp: semi Allah'u limen hamideh (Allah kendisine hamd eden kulunu işitti/işitir) sözünü söyleyip Allah'ın rahmetini umarak rükûdan başını kaldırır.

Tabiî ki övgü dolu cümleler bununla da kalmayıp devam eder ve der ki: Rabbena lekel hamd(ey rabbimiz hamd sana mahsustur) Bu kadar hazırlık cümlelerinden sonra Rabbine çok yakın olma, onunla dostluğu arttırma, güzel olan her tür istek ve duada bulunmanın zamanı ve tavsiye edilen mekânına az kalmıştır. İnsanı, Rabbinin huzurunda iki büklüm yapan bir duruş.

"SECDE'' 


Sanki secde ile Rabbine şöyle der:

Rabbim senin huzurunda gururlanmış boynum ve burnum işte bak ayaklarımla bastığım yerde… Rabbim! Sen güçlü ve ibadete layıksın… Ben ise güçsüz ve sana muhtacım… Sana yemin ederim ki hiç kimsenin huzurunda boynumu (10cm) bile aşağı eğmedim. Bana olan ikramına ve büyüklüğüne karşı işte böyle iki büklüm olarak sana olan teşekkürümü secde ile ifade ediyorum… Sen beni bağışla Allah'ım… Çünkü sen Ğafur sun… Günahları bağışlayansın… Beni razı olduğun kullarından eyle! Ve sesli duaya gelinmiştir artık.''subhane Rabbiyel ala(ey yüce Rabbim! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim)''der ve düşünür. Kendisini bu duruma sokan sebep ne idi?

Secdeden ikinci kez kalktıktan sonra aynı hareketleri birkaç kez tekrarlayıp oturur. Artık müslümanımızın alnı pak ve parlaktır. Oturarak teşekkürden sonra sağ ve soldaki hafıza meleklerine selam verir ve namazını bitirir. Müslümanımız öyle bir teşekkür etmiştir ki: teşekkür ederken ne yorulmuştur, ne acı çekmiştir, ne de onuru kırılmıştır… Namaz bir arınma, bir hatırlatma ve teşekkürdür. Günde beş defa bu duygularla tekrarlandığında inanıyorum ki birçok kötülüklerden uzaklaşırız. Çünkü: muhakkak ki namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alı kor…

Yorum Gönder

Author Name

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *