Anne ve Bebek
   Anne Karnındaki Yavru
    " Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçınanlara gelince, bil ki Rabbin, affı bol olandır. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada ( bile ), sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir.(Necm-32)" 
    Âdem (as)'ın topraktan yaratılışı, insanın ana karnındaki durumu, aslındaki zayıflığı ve aczi hatırlatılarak, kendisini beğenip gurura, kibire, büyüklenmeye kapılmaması istenmiştir. Hakikaten, şu insanoğlu ne garip yaratılmış değil mi?  Evveliyatı toprak, sonrası ise, bir kaç damla nutfe (sperma) olmasına rağmen, öyle haller sergilemektedir ki, yere sığmaz, göklere çıkmaya çalışır, pazularını şişirir, insanlara, diğer canlılara sürekli tepeden bakmayı marifet bilir. Sanki, dünyayı kendisi yaratmış, başkalarının rızkını kendisi vermektedir.

   Geçen gün, camii kapısından içeri girerken, tam kapının önünde ağzında purosu, bir hacı efendi ile karşılaştım. Yaklaştım yaklaştım ki, acaba selam almak için, hazırlanıp purosunu çıkarır mı diye!.. Ama, maalesef, tam yanından geçerken bende selam vermekte zorlandım. Çünkü, ağzındaki zehiri hâlâ çıkarmamıştı. Ama, kendimi tutamadım ve dedim ki: " Hacı efendi!.. Sizler hacısınız, selam almayı, selam vermeyi, ve nasıll mukabelede bulunmayı bilmeniz gerekir, ağzınızdaki purodan dolayı size selam vermekte zorlandım" dedim.  Tabii ki, hacı efendi utanmış oldu, özür diledi!.. Ama, neye  yarar!.. Kişinin, küçük davranışları bile kendisini ele verir, onun ne menem bir karakter taşıdığını, İslâmî kültürünü ortaya koyar!..

    Mevzuuyu tefsirden takip edecek olursak:
    " 32 nci ayetin Allah'ın, insanı ta topraktan inşa ederken ve anne karnında yavru iken onun her halini bildiği belirtilmektedir:  "O sizi yerden inşa ettiği zamanda ve siz, annelerinizin karınlarında yavrular iken de daha iyi bilir." buyurulmaktadır. "Sizi yerden inşâ ettiği zaman" sözü, bütün insanlığa yönelik genel bir hitaptır. Bunda iki ihtimal vardır: Bu sözle kasıt, insanlığın atası olan Âdem'in topraktan yaratıldığını belirtmektir. Yani Allah, sizin atanızı topraktan yaratıp insan haline getirdiği zaman da sizi iyi bilirdi, demektir.

    " İnnâ lemmâ tağal mâü cealnâküm fil câriyeh" ( Hakkâh 11 ) " Su kabardığı zaman biz sizi akıcı gemide taşıdık." âyetinde de hitap bütün insanlara olmakla beraber gemide taşınanlar bütün insanlar değil, Nuh'un gemisine binmiş olanlardır. Fakat sonraki nesiller, onların soyundan geldikleri için  âdetâ onlarda o gemide taşınmış gibi onlara " Sizi gemide taşıdık" denilmiştir.

    Buna göre Âdem topraktan yaratılmış, zürriyeti olan öteki insanlar da kendisinden türedikleri için dolayısıyla topraktan yaratılmışlardır. Çünkü topraktan yaratılandan türemişlerdir. Âlimlerin çoğunun âyetten anladığı mânâ budur. Ancak " Siz" hitâbı genel olup bütün insanlara yönelik bulunduğu için Râzî, bütün insanlarında gerçekte topraktan yaratılmakta olduklarını söylüyor.

   Çünkü insanın iki yaratılış safhası vardır. Birinci safha, insanın babasının belinde tohum haline getirilmesidir. Allah önce erkekte meni hayvancıkları, kadında yumurta yaratır. Bu hayvancıklar ve yumurta, insanın yediği gıdalardan oluşur. Gerek hayvansal, gerek bitkisel olsun, bütün gıdaların kaynağı topraktır.

    Demek ki, babanın belinde yaratılan insan tohumları, annenin rahim kanalında yaratılan yumurtalar topraktan alınan gıdalardan oluşmaktadır. Erkeğin belinde her spermi nasıl yarattığını ve her spermin taşıdığı özellik ve kabiliyetleri bilen Allah, o spermi alıp anne karnındaki yumurtayı aşılatarak ondan yavru yapmağa başladığı zamanda o iki hücrenin birleşiminden oluşan yavrunun, rahimde geçirdiği bütün aşamaları, taşıdığı özellikleri , ileride onun saîdmi şakimi olacağını, ne gibi işler yapacağını bilir.

    Babanın belinde, annenin karnında gayet gizli yerlerde insanın her halini bilen Allah, dünyayay geldiği zamanda onun her hareketini ve sıfatını bilir.  Allah topraktan çıkan hangi gıdaların, hangi insanın halinde insan tohumu haline geleceğini ve gıdalardan oluşan milyonlarca insan tohumundan oluşan hangisinin, ne zaman ve nasıl anne rahmine düşüp yumurta ile birleşeceğini, yumurta ile birleşip bir hücre olan ve gittikçe çoğalarak yavru haline gelen ve gittikçe çoğalarak yavru haline gelen o tohumun ne gibi aşamalar geçireceğin, kazanacağı kabiliyet ve kapasiteyi, hasılı her şeyini bütün ayrıntılarıyle bilir." ( K. Kerim Tefsiri, S. Ateş, C 5, sayfa 2560-2561)

   Gerçekten, insan oğlunun, Allah'ı bulması, bilmesi, tanıması, iman etmesi, " Allah birdir" diye tevhide yönelmesi için, başka yerlerde delil, hüccet, ibret aramasına gerek var mıdır? Çünkü, insanın, kendi organizması, Allah'ı tanımak için başlı başına bir delil olup, başka yerlerde zaman kaybetmesine hiçde gerek yoktur. 

    Netice olarak;

    Yer yüzündeki envaı çeşit nimetlerin, yiyeceklerin, meyvelerin, bitkilerin oluşumunu çok iyi analiz ve tahlil etmeliyiz. Hepsi kimin içindir? Tabii ki, Allah'ın yaratılmışları içindir.

    Bazan düşünmekteyim. Uçakla yolculuk yaparken, üç saat veya beş saat yolculuk yapıyoruz. Emin olun ki, uçaktaki tüm insanlar, görevlisi, yolcusu herkes daralmaktadır. " Ne zaman varacağımız yere ulaşarız, ne zaman yere inmiş oluruz" diye.. Hatta, diye bilirim ki, yolcuların kısa zaman içerisinde ayakları bile şişmektedir.  Ama, ne zaman ki,

    Uçak yere adım attı, insanlar bir sevinir, bir sevinir demeyin gitsin. Alkışın, kırkı kırk para olmaktadır. Neden ve niçin? Çünkü, toprak ana, toprak baba bizi yere çekmektedir. Aslımız toprak, kanımız toprak, canımız toprak, yediğimiz, içtiğimiz her şey toprak olduğu içindir.

    " ..İnsanın, tabiattaki halinden tohum haline, yavru haline ve doğup aklı başında insan haline gelinceye kadar geçirdiği bütün aşamaları bilen Allah'a karşı kendisini övmesi, temiz, masum, kabiliyetli, çok iyi, üstün insan olduğunu iddia etmesi uygun olur mu?" ( a. g.  eser) Onun içindir ki,

    Yeryüzünde,  halen yoluna devam etmekte olan " sefine-i Nuh"un gemisini kaçırmamak lazımdır. Bu gemiyi kaçırırsak, Allah korusun, dünyamızda perişan, ahiretimiz de zelil olacaktır!.. Selam ve dua ile..

    Şerafettin Özdemir / Hollanda

Âdem (as)'ın topraktan yaratılışı, insanın ana karnındaki durumu, aslındaki zayıflığı ve aczi hatırlatılarak, kendisini beğenip gurura, kibire, büyüklenmeye kapılmaması istenmiştir. Hakikaten, şu insanoğlu ne garip yaratılmış değil mi? Evveliyatı toprak, sonrası ise, bir kaç damla nutfe (sperma) olmasına rağmen, öyle haller sergilemektedir ki, yere sığmaz, göklere çıkmaya çalışır, pazularını şişirir, insanlara, diğer canlılara sürekli tepeden bakmayı marifet bilir.

Yorum Gönder

Author Name

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *